22 Ocak 2015 Perşembe

Günaydın

  

Günaydın




       Bir eksiklik var gece de, yalnızlık üstüme üstüme geliyor. Arkada yekten sezen çalıyor ama duymuyorum, kafam dağınık uyuyamıyorum. Hani insan çaresiz kalır ya eli kolu bağlı olur, hani yorganın altındasındır ama üşürsün ya fakat havadan değil yalnızlıktan. Şair ne demişti kuduz bir köpek kadar yalnızım, tamda öyle bir gün. İçim çok dolu sabaha kadar ağlayasım, anlatasım var. Yakın bir dostumu kolundan tutup hüznüme çekesim sabaha kadar konuşasım sonra omzuna kafamı koyup ağlayasım var. Hani içinde, göğsünün tam üzerinde bir ağırlık olur ya anlayamazsın hani ne olduğunu, uyuyamazsın da bir sağa bir sola dönersin sonra kalkar su içersin dolanır geçmesini beklersin ama geçmez işte. O ağırlık geçmez o gece sanrılar içinde süregider ta ki düşüncelerin içinde boğulup uyuya kalana dek. Bazen bir sessizlik çöker odanın tam ortasına, çıt yoktur etrafta. Pencereler sıkı sıkı kapalıdır, yaprak kımıldamaz denir ya o cinsten. Ses arar kulakların o kahrolası yalnızlığı bozmak adına ama nafile. Sabaha karşı hava hafif hafif aydınlanmaya başladı mı daha da boğar seni yalnızlık. Ocakta bir su kaynamaya başlar, mutfağı sarar o nefis çay kokusu anneler seslenir mutfaktan -kahvaltı hazır.. Kalkar yüzünü yıkarsın, günaydın dersin sanki uyumuş gibi, sanki sabahlara kadar yalnızlık ile boğuşan sen değilmiş gibi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder