İsimsiz
Hata ve yeisler hep bende dost. Yanlış ve kötü olan hep benim. Hep eksiğim,
kalemimden kağıdı eskiten mürekkebim dahi eksik. Ne anlayabiliyor ne de
anlatabiliyorum.
Bir mektupta kaldı benim aciz kalbim, bir yazıtta eksik kaldım. Hiçbir zaman
‘’şer’’ diye tabir edilen şeylerden ‘’hayr’’ çıkaramadım. Beceremedim,
başaramadım.
Eksik kalmış kitaplarda var olan çirkin, kötü adamım ben, hiçbir zaman
zafere ulaşamadım.
Merhaba dost! Ben geldim. Merhaba tüm çirkinliğimi, tüm bedbahtlığımı
aldım da geldim. Yaralanmış, yıpranmış emanetimi aldım da geldim.
Tanışalım dost, kendimden bahsedeyim, kendim diye tabir ettiğim
emanetimden. Bir ağrı var sol yanımda, bir sızı sebebine hekimlerin ulaşamadığı
bir sızı.
Bir yetime dokunmak istiyor her tür zorbalıktan kaçarak yetim çocuğa
ulaşabilmek istiyor, o sızı öyle diner, inanıyor.
Tarifi namümkün bir duygu kaplıyor her zerremi tarifi namümkün! Sonra insanlığa
– insanlık sandığımız topluma sunulan oyuncakları elime alıyor ve onların
istediği gibi düşünmüyorum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder